221074606613345
top of page

Sakinleştiren ve Uyku Veren Uçucu Yağlar

Modern çağın koşuşturması, pandemiye bağlı kısıtlılıklar vs derken hepimiz ne kadar çok sakinleşmeye ihtiyaç duyuyoruz değil mi? Kimi dini rutinlerle, meditasyon vb yöntemlerle, kimi sosyal medya, tv, oyunlarla, kimi de yiyeceklerle sakinleşme yoluna gidiyor. Peki aromaterapi ürünleri bize

bu konuda nasıl bir fayda sağlıyor?




İlk önce uykudan başlayalım. Güzel bir uyku için melatonin hormonu biliyorsunuz çok önemli. Güzel bir uyku ve melatonin salgısı içinse günü iyi geçirmek önemli bu da iyi bir seratonin miktarına bağlı.


İyi bir seratonin ile güne başlayanlar da genelde güzel bir gece geçiren ve uykusunu alanlar. Yani gece ve gündüzün ayrılmaz bir ikili olması gibi gününüz de iyi geçmeli geceniz de; dolayısıyla seratonin de doğru miktarda salgılanmalı, melatonin de… Gündüz seratonin miktarının artması moralinize, gün ışığına, fiziksel aktivite ya da nefesinize bağlı.


Bunlara aromaterapi anlamında destek olan uçucu yağlar ise narenciyeler ve kadınlarda (içe dönük olmaya meyilli olduklarından) ylang ylang, erkeklerde ise (deprese bile olsalar bunu agresyonla dışa çıkarttıkları için) sedir uçucu yağı. Narenciye olarak limon, hele ki endişe varsa bergamot uçucu yağı idealdir. (kısaca kadın:narenciye + ylang ylang, erkek: narenciye+sedir)

Gelelim geceye… Seskiterpen dediğimiz kimyasalları içeren uçucu yağlar sakinleştirir, topraklar bizi. Seskiterpenden zengin vetiver, sedir, ylang ylang uçucu yağları bu konuda en bilindik seçeneklerdir.


Ylang ylang özellikle Thailand gibi ülkelerde çok kullanılan bir ürün olup güzel kokusuyla insana güven duygusu da verir, sadece özellikle afrodizyak etkisi gözönünde bulundurulmalıdır. Vetiver ise özellikle de lavantayla kombinasyon halinde en güçlü uyku verici yağlardan biri olarak ün salmıştır. İki yağın

eşit miktarda kullanımı, takıntılı düşüncelerin, travmaların olduğu durumlarda günlük eklenmesi pek çok insanı harika bir şekilde uykuya hazırlayacaktır.

Lavanta, lavandula angustofolia olmak şartıyla yenidoğan döneminde bile güvenle kullanılabilen, hemen her ülkede uyku denince ilk akla gelen uçucu yağdır. Ferahlatan ve cilde seyreltilmeden dahi sürülebilen bu harika yağ güvenliği açısından belirttiğimiz gibi her yaşta tercih edilebilir.


Güzel koku insanda güven duygusunu arttırır, insanı farklı bir frekansa sürükler. Bu anlamda ylang ylang ve lavantanın alternatifi olan gül yağı, yasemin yağı, neroli yağı, sandalağacı yağı, vanilya, melissa yağı gibi uçucu yağlar SAF hallerinde yararlıdırlar ancak saf halleri OLDUKÇA pahalıdır.

Sentetik karışımlar ise baş ağrısı yapabilir.


Çok takıntınız olan bir konu varsa özellikle de hanımlar için (erkekler de kullanabilir) miskadaçayı stresinizi düşürüp sizi rahatlatabilir. Lavanta ve vetiver ile kombinasyonu (tıpki günlük) gibi çok işe yarayabilir.

Roman papatyası da sakinleştirici yapısıyla denemeye değer yağlardandır. Uyarıcı etkisi olmasına rağmen çok nadiren bergamot ve limonun ferahlatıcı etkisinden faydalananlar da vardır.


Son olarak kediotu yağı (valerian oil) dikkate değer, uyku etkisi çok yüksek bir yağ olarak bahsetmek lazım. Ancak bu yağ genelde kapsül içinde tercih edilir, çünkü inanılmaz kötü kokusu insanı ciddi olarak rahatsız eder. Kapsül olarak yine lavanta uçucu yağını kapsayan “Novo Relaxa”, çarkıfelek bitkisiyle kombinlenen ve b vitamini eklenen “Lavanser” adlı ürünlere de değinmek gerek.


Bilimsel olarak “Minesota study” olarak geçen çok merkezli büyük bir çalışmayı okumanızı tavsiye ederim. Bu çalışmada aromaterapi yağlarının hafif uyku problemleri yaşayan kişilerde uykuya dalmayı kolaylaştırdığı, uyanmaların azaldığı ve uyku kalitesinin arttığı gibi bir çıkarımdan söz edilmektedir.


Orta ve yoğun şiddetteki uyku problemlerinde tabii ki daha çok psikolojik destek ve gerekirse güçlü farmakolojik formüller doktor kontrolünde olmak kaydıyla uygun olacaktır. Sakinleştiren yağlardan ayrıca bahsedelim mi? Uyku veren grubun bir kısmı tabii ki sakinleştirir ama özellikle gündüz sakinlik için yapılacak kombinasyonları ayrı bir kategoride ele almak gerekir. Onu da

gelecek yazımızda paylaşmak üzere şimdilik hoşçakalın.


Dr. Berna Yinanç

Comments


bottom of page